Baharı Fısıldayan Cadılar

[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/119208463″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_artwork=true” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]

Bahar ‘resmen’ gelmiş. Bugün farkettim.

Evimizin yakınlarında bir saray var. Sarayın da bir parkı, içinde gölleri olan. Dört mevsim orada yürüyüş yapmayı, koşmayı, bir bankına kurulup kitap okumayı çok seviyorum. Özellikle koşmak benim için bir meditasyon aynı zamanda. Hamileliğimin başları kışa denk gelmesine rağmen, tabi ki doktor onayıyla, ilk dört ay karlı havalar da dahil koştum. İçimdeki heyecana çok iyi geldi.

Bu park kışın donan gölleriyle muhteşem bir görsel şölen sunuyor gözlere. Yazın ayrı, sonbahar ayrı, bahar ayrı bir güzel. Ancak en az alımlı olduğu zamanlar bu zamanlar, yani Mart ayı. Karın kalktığı, dalların yavaş yavaş tomurcuklandığı, fakat yeşilin henüz rengini göstermediği günler. Ama Mart sonlarına doğru doğa, baharı gizli gizli büyüttüğü yerden aniden çıkarıverecek. Öyle ki, bakmazsa kaçırır insan. Bu süreci izlemek bana “İyi ki yaşıyorum.” dedirtiyor.

Bugün işte bu parkın en sevdiğim yerinde, cadı evinde, baharın ilk seslerini dinlerken birden fark ettim ekinoks olduğunu. Gece ve gündüz birbirine eşit bugün. Doğu felsefesindeki ‘yin’ (dişi enerji) ve ‘yang’ (eril enerji) bugün simgesel olarak doğada eşit ölçüde bulunuyor. Çünkü yin aynı zamanda ayı, geceyi, karanlığı ve yang da güneşi, gündüzü, aydınlığı temsil ediyor.

Bunu, küçük ve gizemli cadı evinin yanında otururken fark etmem de tuhaf gelmedi bana. İsmi yanıltmasın burası çocukların parkta en sevdiği köşe. İçinden çıkan bir kaynak ve ondan beslenen küçük bir çay da var, üzerinde mini mini köprüleri olan. Çocuklar orada oynamaya bayılıyorlar.

Sanırım cadılardan bir çocuklar korkmuyor. Örneğin ortaçağda Avrupa’da, doğanın gizemli dilinden anlayan kadınlar anlamayan büyükleri korkutmuş ve onbinlerce aşkın şifacı kadın; cadılık, büyücülükle suçlanarak akla hayale gelmeyen işkencelere öldürülmüş. Kadim bilgiler kaybolmuş, susturulmuş.

Dedim ya çocuklar çok seviyor bu cadı evini. Belki de henüz içlerindeki doğayla teması yitirmedikleri için. Bense hatırlayayım diye, bu
muhteşem ekinoks günü bahçede duyduklarımı, düşündüklerimi, gördüklerimi kaydettim. Birgün olur da cadılar gibi doğamdan şüphe edersem diye.