‘Arzeyle bu pendi kendi özüne
Dost addetme her güleni yüzüne
İncinme dostunun doğru sözüne
Doğru söz insana batar demişler’
Levni- Atalarsözü Destanı
Çok şükür bir alışkanlığıma veda ettim. Beklemeyi öğrendim. Evet, kimi zaman bazı şeyler sadece lafta kalıyormuş. Onlara inanmak isteyişim de bazen gerçeği görmeye gücüm olmadığından, hatta bazen birşeyleri kaybetmek istemediğimden oluyormuş. Kurban yok, aldatan yok. Söyleyen doğru söylediğine inanmak, söylenen de doğru söylendiğine inanmak istiyormuş bazen gerçeğin ne olduğunu bile bile. Bazen ilişkiler, politikalar, sistem böylece yıllarca sürüp gidiyormuş. Yani uyutmak kadar, uyumak da ya da uyuyor gibi yapmak da bir seçimmiş. Gelişmek denen şeyin kendinin, başkalarının ve dünyanın gerçeğine mazeretsiz, gözünü kaçırmada bakmakla ve kaçmadan orada durabilmekle de ilgisi varmış ve tabi ki arkasından vereceğin tepkinin ne olduğunda da.
Bir diğeri ise, bilgi ve deneyimlerimi paylaştığımda, biliyorum ki bazı okuyucular, yorum yapanlar daha ileri düzeyde olabilirler o konularda. Onların her zaman affına sığınırım. Bunu da konuşmayıp susmayı tercih ettiğim zamanlardan öğrendim. İnsan bazen daha fazla bilse bile susmayı tercih ediyormuş. Kısaca bir konuda konuşurken insan karşısındakinin ve asıl kendinin ne düzeyde olduğunu bilemiyor bazen. İnsanlığın bir zaafı bu ve her zaaf gibi kimimizde az, kimimizde çok var.
Peki niye yazıyorum? Çünkü gördüm ki yol gösteriyorum sanırken bazen kaybolabilir insan ve kaybolduğunun bile farkında olmayabilir. O zaman bir söz seni kendinle tanıştırır. O sözler başımın üstüne. Çünkü yine öğrendim ki doğru söz ondan kaçanı takip etmiyormuş.