Bu, sonu belli olmayan bir yazı. Ne zaman bitirebileceğimi bilmiyorum. Bu yazıyı sizlerle beraber yazacağım. İmla hataları için şimdiden özür dilerim. Gördükçe düzelteceğim.
Çelişen (ya da çeliştiğini düşündüğüm) bazı şeyler nedeniyle bu son günlerde üzerimde bir baskı hissediyorum. Bazı şeyleri söylemek için duyduğum istek, susmak için duyduğum istekle çatışıyor. Nedenini bilmesem de bazı kelimeler söylenmek için beni seçtiler, bunun farkındayım ve artık beni rahat bırakmıyorlar. Yazmak için mi yazmak, yoksa okunmak için mi yazmak? Ya da belki de hiç yazmamak mı?
Bugünlerde bu ve buna benzer birkaç konuda berraklaşmaya ihtiyacım var. Belki hala göremediğim bazı noktalar vardır. Başlangıçtan beri bana çok ilham veren, önde gelen aktivist Joanna Macy’in tanımladığı (sürdürülebilir) iş yapmanın temel prensipleri aklıma geldi. Burada paylaşmak için de uzun süredir bir istek duyuyordum ama uzun yazı yazacak zamanım yoktu. Belki bu şekilde ara vere vere, oğlumla oynaya oynaya yazabilirim. Onları hatırlamak bana da iyi gelecek, hissediyorum. Bunu okulda, önceki dönem mezunlarından Sarah Bird paylaşmıştı bizimle. Kendisinin bu değerlerden ilham alarak kurduğu Vala Publishing isimli yayınevi çok güzel bir örnek bu değerlerin hayata geçirilişine.
Sarah bize harika bir egzersiz de yaptırdı. Birazdan sayacaklarımı madde madde keserek bir keseye koymuştu. Hepimizden birer tanesini bakmadan seçmemizi istedi. Sonra sırayla herkes kendisine geleni gruba okudu. Benimkisi 9. idi. Umarım hayata geçirebiliyorumdur. Kişi sayısı maddelerden çoksa önemli değil. O aynı maddeden birkaç tane atmıştı. O yüzden benzer yazı birden fazla kişiye çıkabiliyordu. Lütfen zamanınız olursa deneyin. Basit görünse de çok etkili ve anlamlı bir alıştırma. Biz daha sonra Münih’teki çalışma grubumla da yaptık. Onlar da benimle aynı görüşü paylaştılar.
Joanna Macy’in bahsettiğim temel prensiplerinden birincisi:
1. Ortak bir niyete uyumlan. Niyet, bir hedef ya da bir plan kesinliğinde formüle edilebileceğimiz bir şey değildir. O açık uçlu bir gayedir: Dilerim ki ortak ihtiyaçlarda buluşalım ve yeni yollarla işbirliği yapalım.
09.12.2012 Şimdi tatlı tatlı kar yağıyor. Mutfakta yazıyorum. Basit görünen şeylerden insan ne çok şey öğreniyor bazen. İlk maddeyi yazdıktan bir kaç saat sonra bir mail aldım. Tim Malnick’den. Yazdığı çocuk kitabını vaktimiz olduğunda incelememizi ve beğenirsek başkalarıyla paylaşmamızı rica etmiş. Vala Publishing’den çıkacakmış. Oysa ‘bir tesadüf’ ben paylaşmıştım bile. O bana söylemeden. Sarah’ı da Tim’i de neredeyse bir yıl oluyor görmeyeli. Ortak niyete sahip olmak bu sanırım. Konuşmaksızın da birbirini destekliyor insanlar. Çoğu zaman farkında bile olmuyoruz bunun. Aslında çoğu zaman niyetlerimizin de farkında değiliz ve bilmeden neyin gerçekleşmesine yardımcı olduğumuzun da. Bu arada bahsettiğim kitap çok güzel görünüyor. Oğluma almak istiyorum bir tane.
2. Farklılıkları memnuniyetle karşıla. Bütünün kendini organize edebilmesi parçalarının farklılaşmasını gerektirir. Her parçanın bu yolculuktaki rolü biriciktir.
Bugünlerde düşünüyorum demiştim. Bu blogu yazmak evet, ama onu yaymak konusunda sıkıntı duyuyorum biraz. Yani bir süre bunu yapmak istemiyorum. Bazı insanların bu bilgileri bilmek istemediklerini görüyorum. Nasıl okumak istediğim şeyleri kendim buluyorsam ve takip ediyorsam, diğerlerinin de bu özgürlüğüne saygı duyuyorum. Ayrıca propaganda yapmak en son istediğim şey. Hayatımızda ondan yeterince var zaten. Bir ben eksik kalayım.
Kar nasıl güzel yağmaya devam ediyor. Sokak bembeyaz oldu. Oturduğumuz ev yüzyıllık bir bina. Sokaktaki diğer binalar da benzer yaşlardalar. Bir yandan şehre yayılmış noel süsleri. İçeride usul usul uyuyan oğlan. Yarısı Noel’le, yarısı Şeker Bayramlarına doğmuş bir oğlan.
3. Bil ki, ancak bütünün kendisi, kendisini onarabilir. Sen dünyayı “onaramazsın”, sadece onun kendi kendisini iyileştirmesinde rol alabilirsin. İçimizdeki ve birbirimiz arasındaki yaralı ilişkilerin iyileştirilmesi dünyamızı iyileştirmekle içiçedir.
4. Herbirimiz daha büyük bir sürecin sadece küçük bir parçasıyız, bir sinir sistemindeki bir sinir hücresi gibi. Dolayısıyla güvenmeyi öğren. Güven, sonucu kontrol edemesek, hatta göremesek de, katılım göstermek ve risk almaktır.
5. Daha geniş sistemden gelen bilgi akışlarına açık ol. Dünyanın durumu ile ilgili acı verici bilgilere karşı direnç gösterme, bil ki dünya için duyduğumuz acı onunla bağlantı içinde olmamızdan ileri gelir ve bunu tecrübe etme konusundaki istekliliğimiz bütünün sıhhatı için önemli olan geribildirimi serbest kılar.
6. Bu dünyayı tecrübe edişimizle ilgili gerçeği konuş. Varolan koşullara yönelik sürekli tekrar eden davranışların varsa bil ki bunlar başkaları tarafından da yapılıyordur. Eski cevapları ve eski rolleri bırakmaya, içinde yükselen soruları sesli dile getirmeye gönüllü ol.
7. Bil ki kimse nihai cevaba sahip değildir. Bu tür ifadeler bilgisizliğin ve belirli kişisel çıkarların göstergesidir.
11.12.2012
8. Daha çok takımlar halinde çalış ya da ortak niyetler içeren birleşik projeler halinde. Paylaşılan işler ve ritueller aracılığıyla topluluk oluştur.
Bu batının yeni yeni keşfettiği, Türkiye’nin ise unutmakta olduğu bir değer. Nedenleri çok derin, bu yazıda değil ilerleyen zamanlarda paylaşacağım elimden geldiğince. Bireyselliği aşırı büyütme ve hatta özenme de var bunun altında. Yerel kimi inançlara olumsuz gözle bakma alışkanlığından dolayı, batıdan gelen bazı şeyleri sorgulama yetisini kaybetmek de var. Kendi kültürünü, geçmişini küçümsemeyi öğrenmek var eğitim altında ya da geçmişini efsaneleştirmek var. Her iki halde de ona yabancılaşmak var. Sonuçta doğuya özenenin de, batıya özenenin de giderek ‘kendini’ kaybetmesi, nereden başlamış olduğunu unutması var. Sonuç mu? İmecenin var olduğu topraklarda, takım çalışmasını dışarıdan öğrenip, sonra gelip öğretmek var. Bunları nereden mi öğrendim? Kendimi ve ‘başarılı’ iş yaşantımı, Türkiye’yi, batıyı bir süre gözlemlemem yetti. Domates tarlalarında mango yetiştirmeye özenmek..
9. Güçlü yönlerini ve yeteneklerini paylaşmak konusunda cömert ol, onlar bizim özel mülkümüz değildir. Onlar paylaşılmaktan büyürler. Onlar bildiklerimizi ve bilmediklerimizi ve atalarımızdan ve diğer tüm canlılardan aldığımız armağanları içerirler.
İşte bu bana çıkan. Burada yazdığım yazılar da söz konusu niyetimden geliyor ve hayatımdaki daha birçok şey. Çoğu şeyin karşılığının sadece para olduğu bir zamanda yeteneklerim konusunda daha cömert olmak başta korkuttu, ama gerek yokmuş buna. Yaşama sevincini günümün çoğunda damarlarımda sıcacık akarken hissetmekmiş bunun karşılığı. Büyük işler yapma peşinde koşmaktan, büyük bir şeyin parçası olmaya doğru bir yolculukmuş bu.
10. Onların farkına vararak, başkalarının güçlü yönlerini öne çıkar. Asla bir insanın ne katkıda bulunabileceğine ilişkin önyargı oluşturma, sürprizler ve yeni tarz sinerjiler için açık ol.
11. Çalışmamızın sonuçlarını görmek zorunda değiliz. Davranışlarımızın tahmin edilemeyen ve uzaklara erişen etkilerinin yaşam süremiz içerisinde bize görünür olması pek olası değildir.
Joanna Macy’i bu yüzden seviyorum. Bana evrensel değerlerle, küresel değerler arasındaki farkları görmeyi öğrettiği için. Bazen mevcut küresel değerler ya da zeitgeist yani zamanın ruhu çevremizi ve hatta kendimizi, özümüzü doğru anlamamızın önüne geçiyor. Bu nedenle birçok değerli şey yıllar sonra keşfediliyor. Buna bir örnek; Goethe’nin öne sürdüğü bilimsel yaklaşımın gücünün yeni yeni anlaşılıyor olmasıdır. Onun gözüyle bakıldığında, günümüzün bazı bilimsel değerleri hantal görünüyor. Oysa yaşarken, Goethe’nin yaptığı deneylere, gözlemlere ilişkin aldığı yorumlara bakılırsa bu maddede neyin anlatılmaya çalışıldığı anlaşılır.
12. Büyük efor gösterirken, izin ver bütün yapışlarında dinginlik de olsun, çünkü biz yaşamın ağı içinde bulunuyoruz, bizim sahip olduğumuzun çok ötesinde bir enerji ve bilinç akışı içinde.
Bitti…
Oğlumun ilk öğrendiği Türkçe sözlük…
Öylesine kolay onun için…
Bitti…
Çocuk neşesinde, ağaç bilgeliğinde,
Ağaç neşesinde, çocuk bilgeliğinde…
Çocukların evlerde büyüdüğü, ağaçların mobilyalara döndüğü dünyadan…
Bu yazı bitti…