Goethe der ki; parçalar içinde oldukları sistemin tüm bilgisini taşırlar. Doğru bir bakışla bu bilgi kendini bir anda açık eder ve kişi bütünün bilgisine varır.
Kainatın bilgisi bugün bana kendini açık etmedi ama, sabah yoğururken bu poğaça hamurunun evrenin tüm bilgisine sahip olduğunu hissetmek çok güzeldi. Bu hamur yoğrulduğu saniyede tüm galaksiler içerisinde Samanyolu da vardı ve tüm galaksilerin çekim düzenleri öylesine mükemmeldi ki, Dünya da bu düzen içinde o anda kendi yörüngesinde dönüyordu. Milyonlarca yıl evrimden sonra dünya bitkilerin yaşayabileceği koşula gelmişti ve buğday da onlardan biriydi. Dünyanın şu andaki iklim koşulları ve toprak bu poğaçanın içindeki buğdayı oluşturmuştu. Dahası, binlerce yıl önce atalarım tarımı yapmayı, unu öğütmeyi, sonra ekmeği pişirmeyi öğrenmiş ve öğretmişlerdi.
Sonra bu sonsuzluğun bir yerinde ben anne rahmine düşmüş ve doğmuştum. Beynim, vücudum, ellerim bu poğaçayı yapacak olgunluğa erişmişlerdi. Sonra bugün midem bana acıktığı sinyallerini yolladı ve canım poğaça çekti. Ben de o anda poğaça yapmam için oluşan mükemmel evrensel koşullar sonucu bu poğaça hamurunu hazırlayabildim. Gözlemci olarak bu tecrübem biricikti ve asla tekrarı olmayacak.
Bu hamur evrenin bir mucizesi değil de nedir?