http://www.washingtonpost.com/blogs/worldviews/files/2013/03/openness4.jpg
Brene Brown (2012) diyor ki; ait olmakla uyum sağlamak aynı şeyler değildir. Aslında, uyum sağlamak zorunda hissetmek ya da uyum sağlamaya zorlanmak, ait hissetmenin en önemli engellerinden biridir.
‘Ait olmak ile uyum sağlamak arasındaki fark,
- Ait olmak, senin olmak istediğin yerde olman ve diğerlerinin de seni istemesidir. Uyum sağlamak ise senin olmak istediğin yerde olman, fakat diğerlerinin bunun nasıl olduğunu umursamamasıdır.
- Ait olmak, kendin olduğun için kabul edilmendir. Uyum sağlamak, herkes gibi olduğun için kabul edilmendir.
- Ait olmak için kendim olmam gerekir. Uyum sağlamak için senin gibi olmam.’ (s.232)
Şimdi kafamda;
Türkiye için bir soru: Aidiyet ve hoşgeldin duygusunu yurtdışından gelenlere kolaylıkla yaşatabiliyorsak (bkz. yukarıdaki harita), aynı çabayı kendi vatandaşlarımız için de göstersek yaşantımızda ne değişirdi?
Almanya için bir soru: Gerek yabancılara yönelik geliştirilen politikalar, gerekse tutucu yaklaşımlarla yurtdışından gelenleri bir an önce Alman kültürüne uymaya zorlamanın, tam tersine, oluşması istenen aidiyet duygusunu engellediği görülse ne değişirdi?
Kaynaklar:
Harita; http://www.washingtonpost.com/blogs/worldviews/wp/2013/03/21/a-fascinating-map-of-countries-color-coded-by-their-openness-to-foreigners/
Brene Brown (2012), Daring Greatly