Lütuf

Uzun süredir ilk defa evde tek başınayım. Masamda oturmuş, sessizliğin tadını çıkarıyorum.

Kişisel çalışma sürelerim çok kısıtlandı son zamanlarda ve buna dair içimde bir kızgınlık da oluştu. Ne tesadüf ki, bu kızgınlığın ardından terslikler de üst üste gelmeye başladı, azlığından şikayetçi olduğum o zamanlarım dahi kayboldu. Kendimi mutsuz biçimde, sürekli oradan oraya koşturur durumda buldum.

Her şey böyle hızlandığında ve kontrolden çıktığında, zihinsel olarak durmanın, bakmanın ve görmenin zamanı geldiğini ‘bileli’ oldu baya. Bedenim gerekiyorsa hareket etmeye devam edebilir. Her zamanki gibi, zihnim duruldukça yaşamım durulmaya başladı, zaten hep orada olan çözümler de giderek belirginleşti.

Bu yaptığım resim, kendi haline bıraktığımız çimenlerdeki ‘yabani’ bitkileri farkedip ve güzelliklerinden etkilenebildiğim bir dönemden. Söz konusu becerimin yaşamımı güzelleştiren büyük bir lütuf olduğunu, onu bir süre kaybettiğimde anladım.

* Dip Not: 08. 10. 2014 – Resmini yaptığım bu çiçeğin ismini sonunda buldum. Anadolu Üçgülü – Trifolium Hybridum Anatolicum (Kaynak: Türkiye’nin En Güzel Yaban Çiçekleri – Erdoğan Tekin, İş Bankası Yayınları)