Peki Ne Değişti?

Evet bir de bu durum var;

Pazar kahvaltıda yaptığımız sohbet sırasında kocam, bir önce yazdığım yazıdaki yenen üzümün bağını sorma konusunu daha ileriye götürdü.

Yakın zamanda şu ve şu yazıda, belgeselde yer alan gençlerden birinin moda blogunda Kamboçya’da yaşadığı bu deneyimden sonra aslında çok şeyin değişmediğine yönelik yorumlar okuduğunu söyledi. Hemen merak edip bloga baktım. Yazılar Norveççe olduğu için pek detaylı anlayamıyorum, ama, evet, görüntüde anlayış olarak pek bir şey fark etmemiş gibi. Hissettiğim ufak bir hayal kırıklığı. Çok eleştirmeden önce, bu kişinin daha 18 yaşında bir genç kız olduğunu unutmamak gerek.

Bazen inanmak istesem de, insan yaşamındaki derin değişimler çoğu zaman öyle bir iki günde olmuyor, olamıyor. Tüketim, işkoliklik, başarı, karşılaştırma gibi bağımlılıklar üzerine kurulu ve hepimizin istesek de istemesek de içinde yüzdüğü bu kültürü hafife almak büyük yanlış. En tehlikeli yönlerinden biri de burada yaşanan örneği gibi, hızla aşırı uçlara giderek farkında olarak ya da olmayarak bazı değerlerin kolayca içini boşaltması yani aslında insanın içini boşaltması.

Bu vesileyle, önceki yazıda yeralan, güzelliğine hayran olup fotoğrafını çektiğim, ağır ağır giden ve bulunduğu zeminin bütünüyle farkında olan salyangozun bu bilgeliğini içselleştirmenin önemini tekrar gördüm. Önemli bir öğüt veriyor, güzel salyangoz: ‘Yavaş…’