4

Bilmiyoruz…

Neyi kaybettiğimizin bile farkına varamadan, aslında ona ne kadar ihtiyacımız olduğunu bile hiç öğrenemeden her geçen gün bir güzelliği yitirmek…

En azından burada durabilsek ne çok şey değişirdi… Yanlış söyledim, belki değişmezdi ve olduğu gibi kalabilirdi.

Evet, en azından şimdi, burada durabilseydik, yavaşlayabilseydik… belki biz değiştirdik ve zamanı geldiğinde onları yerli yerinde tüm güzellikleriyle bizi bekliyor bulurduk… ya da biz bulamazsak, çocuklarımız bulurdu… bulabilirlerdi… bu şans olurdu…

Kaybettiklerimizi kaybettiğimizi bile bilmiyoruz…

Comments 4

  1. Post
    Author
  2. “Motifler bana, bir suyun üzerinde oluşan kocaman halkaları hatırlattı. Hani suya tek bir damla düşer de, dalgası genişler, genişler, genişler ya. İşte o düşen tek bir damla, “şu an”. Ve eğer orada kalabilirsek, genişleyebiliriz bütüne doğru. Yoksa, ancak, kapsadığımız yer kadar, yetebildiğimiz kadar, yetişebildiğimiz kadar varız.”
    diye düşündüm bu yazıya bir bütün olarak bakınca.

  3. Post
    Author

    Lovely isn’t it! This is not mine.This is a past of a table cloth I bought this weekend in a local bazaar tin Beypazarı, Ankara. This printing was made in Tokat, Turkish traditional handcraft which is started to be forgotten. Full of amazing motifs.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir