Güzele Güzel Demek

eskiz defterimden Mart 2019- Levni’nin minyatürlerini anlamaya çalışırken

Keşfedilecek ve merak ettiğim öyle çok şey var ki, belki de en az başarılı olduğum konu bunun verdiği heyecanı, sabırsızlığı yönetmek.

Çizmek iyi geliyor. Çizerken, çok şey öğreniyor insan. Levni’nin gözünden kadın güzelliği nedir mesela. O zaman güzel kimdi? İnsan anlıyor ki, her şey değişiyor. Güzellik de…

Değişmeyen nedir?

Güzeli görmek mi? Güzel görme ihtiyacı mı? Bir güzellik görme ihtiyacı mı? Güzeli tanımlama ihtiyacı mı?

Tanımadığımıza, bilmediğimize, anlamadığımıza, görmediğimize güzel dememiz, diyebilmemiz mümkün mü?

Karacaoğlan der ki;

‘Ben güzele güzel demem,

Güzel benim olmayınca…’

İnsan büyüdükçe, olgunlaştıkça, kalbi, zihni, ruhu genişledikçe, daha fazla şeyi içinde kapsadıkça, merak ettikçe, öğrendikçe, bildikçe, ‘ben’im dedikleri, benden dedikleri çoğaldıkça, hayatta güzel gördükleri artmaz mı?

Dünya gözünde güzelleşirken, aslında sen de güzelleşiyorsun. Dünya’n senden ayrı değil, güzel senden ayrı değil…